Yapay Zeka Nedir ? – 2023
Yapay Zeka Kavramı
Yapay Zeka Nedir?
Yapay Zeka kavramı, diğer ismiyle Artificial Intelligence, insan zekasını baz alarak makinelere uyarlanan ve sürekli kendini yenileyen sistemler bütünüdür. Günümüz teknolojisinin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. Gelişen dijitalleşme ve teknoloji ile beraber hayatımızda daha fazla yer edineceği kaçınılmaz bir gerçektir.
Yapay zeka denilince akla ilk olarak akıllı robotlar gelmekte ve hatta insanların yerini alacağı düşünülse de aksine insanların mevcut yaşamını kolaylaştırmaya yönelik yürütülen bir sistemdir.
Yapay zekanın ortaya çıkışı tarihteki büyük olaylardan biri olarak kabul edilebilir. ‘’Makineler düşünebilir mi?’’ sorusuyla ilk olarak 1950’li yıllarda Alan Mathinson tarafından ortaya atılmıştır ve John McCarty, yapay zeka kavramını resmi olarak bir konferansta kullanmıştır. Böylece hayatımızın bir parçası haline gelen bu kavramın temelleri atılmıştır.
Bunun ardından John McCarty ve Marvin Minsky, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde ilk yapay zeka laboratuvarını kurarak bu gelişimi daha da hızlandırmışlardır. Bu laboratuvarda çalışmalar ilk olarak problem çözme odaklı ilerlemiş ve 1960’lı yıllarda ABD Savunma Bakanlığı yapay zeka çalışmalarına başlayarak bilgisayar eğitimi almaya başlamıştır.

Elektromekanik cihazlar sayesinde ilk önce bilgisayar bilimi ve daha sonrasında ise yapay zeka kavramını kendini göstermeye başlamıştır. Artan veri hacimleri, gelişmiş algoritmalar ve hesaplama gücü ve depolama alanındaki gelişmeler ve yenilenmeler sayesinde günümüzde daha popüler hale gelmiş ve güncelliğini koruyan bir sistemler bütünü olmuştur. Bu yıllardan günümüze emin adımlarla ve kendini yenileyen sistemlerle hayatımıza dahil olmaya başlamıştır.
Yapay zeka kavramına tekrar değinecek olursak ; Bu sistem insan zekasını taklit eder ve bizlere pek çok kolaylık sağlar. İnsan zekasından esinlenen bu sistemde insan hayatına dokunan kolaylıklar bulunur. Bunun yanı sıra çeşitli yapay zekanın bizlere sunduğu uygulamalarda mevcuttur.
Bunlardan en önemlileri diyebileceğimiz bazıları şunlardır:
Google Haritalar ve Ride-Hailing Uygulamaları |
Yüz Algılama ve Tanıma |
Metin Editörleri ve Otomatik Düzeltme |
Arama ve Tavsiye Algoritmaları |
Chatbotlar |
Dijital Asistanlar |
Sosyal Medya |
E-Ödemeler |
Yüz algılama ve tanıma sayesinde milyonlarca insan arasından sizi tanıyarak işlerinizi kolaylaştırabilir. Bunun yanında Biliyoruz ki pandemi süreciyle beraber sosyal temasımız bir hayli azaldı ve birçok işimiz dijital platformlarda kendini göstermeye başladı.
E-ödemeler sayesinde hem zamandan tasarruf etmeyi hem de sosyal temasa gerek duymadan işlerimizi halletmemizi sağlar. Makale yazarken, sunum hazırlarken vb. işlerimiz bizi uğraştıran ve bir hayli yoran durumlardır.
Burada metin editörleri ve otomatik düzeltme devreye girerek her türlü yazım hatalarımızı, dilbilgisi kurallarını ve kaydetme gibi durumları bizim yerimize kolaylıkla düzeltebiliyor ve bizim işimizi büyük oranda kolaylaştırıyor. Bu örnekler bir hayli fazla olabilir.
İnsan zekasından esinlenen bu sistemde birçok insani davranışın makinelere uyarlanması hayatımıza büyük oranda katkı sağlamıştır. Artık günümüzde birçok şeyin yapay zekası bulunuyor.
Bu bir kapı, süpürge, bardak vb. günlük kullandığımız objeler olabilir ya da aktif olarak kullandığımız sosyal medya ve dijital pek çok alan olabilir. Hayatımıza bu kadar dahil olan ve sürekli kendini yineleyen bu sistemi bizlerde uyum sağlayarak adapte olmamız gerekiyor.
Yapay Zeka Gelişim Süreci
Yapay zeka, insan zekasının bazı özelliklerini taklit eden algoritmalar ve sistemlerin kullanımı ile bilgisayarların insan benzeri bir davranış sergilemesine imkan tanıyan bir teknolojidir. Yapay zeka teknolojisi, son yıllarda hızlı bir şekilde gelişmiştir. Yapay zeka gelişim süreci aşağıdaki dönemlere ayrılabilir:
- Kural Tabanlı Sistemler (1960’lar – 1980’ler): Yapay zeka çalışmalarının ilk dönemi olan bu dönemde, bilgisayarların insan tarafından yazılan kuralları izleyerek sonuç ürettiği kural tabanlı sistemler kullanılmıştır. Bu sistemlerde, uzmanlar tarafından verilen kural setleri programlanmıştır. Ancak, kural setlerinin büyüklüğü ve karmaşıklığı, bu yöntemin sınırlılıklarını ortaya çıkarmıştır.
- Makine Öğrenmesi (1980’ler – 2010’lar): Makine öğrenmesi, algoritmaların belirli bir veri kümesi üzerinden öğrenerek, yeni verileri tahmin etmelerine izin veren bir teknolojidir. Bu dönemde, yapay sinir ağları, karar ağaçları, genetik algoritmalar ve diğer makine öğrenmesi teknikleri geliştirilmiştir. Bu yöntemler sayesinde, veri analizi, görüntü işleme, doğal dil işleme ve oyun oynama gibi alanlarda önemli ilerlemeler sağlanmıştır.
- Derin Öğrenme (2010’lar – günümüz): Derin öğrenme, yapay sinir ağlarının çok katmanlı ve karmaşık hale getirilerek daha iyi sonuçlar elde edilmesini sağlayan bir teknolojidir. Bu teknoloji sayesinde, görüntü, ses ve doğal dil işleme alanlarında önemli gelişmeler sağlanmıştır. Derin öğrenme ayrıca otonom araçlar, robotik ve sağlık gibi alanlarda da kullanılmaktadır.
Yapay zeka teknolojisi, hızlı bir şekilde gelişmeye devam etmektedir. Gelecekte yapay zeka teknolojisi, insana benzer bir şekilde düşünebilen ve karar verebilen sistemlerin geliştirilmesine olanak tanıyacaktır.
Derin Öğrenme Nedir?
Derin öğrenme (Deep Learning), yapay zeka ve makine öğrenmesi alanında bir tekniktir. Derin öğrenme, çok katmanlı sinir ağlarının (deep neural networks) kullanımını içerir ve bu ağlar, önceki katmanlarından gelen bilgileri kullanarak, girdileri çıktılara dönüştürür.
Derin öğrenme, çok fazla veri ve işlem gücüne ihtiyaç duyar ve bu veriler, ağın kendini eğitmesine ve öğrenmesine olanak tanır. Derin öğrenme, görüntü tanıma, ses tanıma, metin analitik gibi birçok alanda etkilidir ve sonuçları, daha basit makine öğrenme tekniklerinden daha iyi olabilir.
Derin öğrenme, birçok farklı uygulama alanında kullanılabilir ve gelişmeye devam eden bir teknolojidir. Örneğin, derin öğrenme, sosyal medya trendlerini tahmin etmek, sağlık sektöründe hastalık tanısı yapmak veya finansal piyasalarda fiyat tahminleri yapmak gibi uygulamalarda kullanılabilir.

Hayatın İçinden Yapay Zeka
Günlük ev rutinimizde kullandığımız bu eşyalarında bir zekasının olduğunu söylesem inanır mısınız?
Günümüzde hepimizin evlerinde bulunan beyaz eşya, süpürge, kapı, perde gibi eşyalar mevcut ve bunlar bizim işlerimizi kolaylaştıran, olmazsa olmaz dediğimiz eşyalardır. Sürekli kullandığımız ve efor sarf ettiğimiz bu aletlerin işlerimizi biraz daha kolaylaştırma ihtimali bizleri tatmin eder.
Kendiliğinden açılan perdeler, koca bir evi süpüren akıllı süpürgeler, ihtiyaca göre deterjanı kendi ayarlayan çamaşır makineleri, piştiğinde kendini kapatan fırın ve prizde unuttuğumuzda bile gözümüzün arkada kalmadan bırakacağımız bir ütü, akıllı saat ve tabletler, dronelar …
Tüm bunlar kulağa çok hoş geliyor ve tam burada yapay zeka kavramı devreye giriyor. Yapay zeka sayesinde bu aletlere yüklenen yazılımlar ve algoritmalar yükleniyor ve cihazlarımız bizim beklentimizden daha fazla fayda sağlıyor.

Şu anda popüler olan tüm bu elektronik aletler aslında bize yapay zekanın artık evlerimizde bizimle birlikte yaşadığını ve aynı ortamı soluduğumuzu göstermekte. İlk başlarda bu durum ne kadar ürkütücü ve alışılmışın dışında gelse de, içinde bulunduğumuz duruma adapte olduğumuz zaman aslında ne kadar güzel yararlar sağladığını gözlerimizle görmemiz mümkün.
Dolayısıyla gerek ev hayatımızda gerek iş hayatımızda yaygın olarak kullanmaya başlayacağız.
Ev yaşantımızda, örneğin son zamandalar en çok adı geçen robot süpürgeleri örnek verebiliriz. Yine sık sık rastladığımız bir komut ile açılan perdeler ya da ışıkları örnek verebiliriz. Aslında evimizde ki nesneler her yeni modelinde biraz daha akıllı hale geliyor.
İş alanında ise durum bambaşka artık insanların yerini üretim alanında robotlar almaya başladı. Aslında makineleşme ile başladı robotlaşmada fakat son dönemlerde en önemli özellik karar verebilme ve kendi kendine harekete geçme yetisi kazanmaları oldu. Karar verilme ve verileri işleyebilme ile nesnelerin interneti alanı iş hayatına girmiş oldu.
Makine Öğrenimi ve Yapay Zeka İlişkisi Nedir?
Makine öğrenimi, bilgisayarların öğrenme becerilerini kullanarak önceden tanımlanmış bir veri kümesi üzerinden kendilerini geliştirmeyi amaçlayan bir yapay zeka alt dalıdır. Bu verilerin analizi sonucunda, makine öğrenme algoritmaları kurallar veya trendler keşfeder ve bu keşfedilen modele dayanarak gelecekteki verileri tahmin etmeye çalışır. Makine öğrenmesi olarak da bilinen makine öğrenimi kavramı oldukça popüler bir yapay zeka alt dalıdır.
Makine öğrenme yöntemleri, verilerin sınıflandırılması, regresyon analizi, kümeleme, asosiyasyon kuralları keşfi ve derin öğrenme gibi farklı problemlere uygun olarak tasarlandı. Bu yöntemler, veri analitik, ses ve görüntü işleme, ticari ve finansal analiz, sağlık hizmetleri ve hatta robotiğe kadar birçok farklı alanda kullanılabilir.
Makine öğrenme, verilerin artan miktarı ve evrendeki etkileşimlerin giderek daha fazla anlaşılması ile birlikte, son yılların en hızlı gelişen teknolojik alanlarından biri haline gelmiştir. Ancak, makine öğrenme algoritmalarının doğruluğu ve güvenilirliği, verilerin doğruluğu ve algoritmanın uygun şekilde eğitilmiş olmasına bağlıdır. Bu nedenle, makine öğrenme teknolojilerinin etik ve sosyal sorunları da ciddi şekilde dikkate alınmalıdır.

Yapay Zekanın Geleceği
Yapay zeka artık hayatımızın vazgeçilmez parçası olmuş durumda. Biz bu durumu kabul etsek de etmesek de bu gerçeğin farkında olmamız gerekiyor. Yapay zeka sayesinde küresel bir sorun olan iklim krizi ve açlık gibi önemli faktörlerinde önüne geçilmesi olasılıklar arasında.
Örneğin; hepimizin bildiği Siri, bizimle sohbet ediyor, istediğimiz konuyu araştırıyor ve hatta bizim yerimize arama bile yapıyor. Bu kişisel asistan aslında hayatımıza genel hatlarıyla hakim. Yapay zeka sayesinde hayatımızda daha çok Siri’lerin olacağını öngörmek çok da zor değil açıkçası ve gelecekte yapay zekanın hayatımızın vazgeçilmez parçası olması kaçınılmaz bir durum.
